2 Haziran 2013 Pazar

DEĞİŞİM 1. BÖLÜM - Yeni Hikaye

1.BÖLÜM/ DEĞİŞİM
Alo Gamze?
Telefonun diğer ucundaki tanıdık ses Zeynep’e aitti.Saat 07.00'yi gösteriyordu ve günlerden Pazardı.Kısacası ''uyumak'' demekti..Benim için tek tatil günü olan canım pazar günüme de el konulmuştu sonunda.Saat 07.00'de kalkmıştım ya da kaldırılmıştım,her neyse...Ama oldukça sinir bozucu bir durumdu bu bayağı barizdi.Tabiiki belli etmemeye özen gösterdim ve en şirin ses tonumu takınarak ; '' Ne oldu Zeynep ,bu saate niye aradın ?'' diye sordum.
''Bence bugün seninle ve Çiğdem’le konuşmam gerek ‘’
''Pekala,bir sorun mu var yoksa?''
''Hayır,bir sorun yok.Sadece konuşmamız gerek.Ama meraklanma güzel haberlerim var size.''
''İyi bakalım.Saat ve yer söyle.''
''Öğlen 14.00 uygun,herzamanki kafede ''
Bilindik kalıplarla telefonu kapadım ve başımı direkt yastığa koydum.Uyumak için daha çok vakit vardı ama..Keyfim yoktu .İçimden çabuk kaçan keyfime ve uykuma lanet okuyarak banyoya doğru gittim.Duş alıp rahatlasaydım bari.
---------------------------------------------------------------------------
Banyodan çıkıp saçımı kuruladıktan sonra bornozumu çıkardım ve kıyafetlerimi giymeye başladım.Bir şort ve onunla aynı renkte gri bir askılı giymiştim.Daha buluşmamıza çok vardı.
Gıcırdayan merdivenlerden inip mutfağa vardığımda yukarıya kadar gelen kokunun o güzelim omlete ait olduğunu gördüm.Melek teyze yine döktürmüştü.
Odada bir köşede duran kitabı aldım elime.Okumak istedim ama okuyamadım.Müthiş sıkıcı bir gün...İnanır mısınız,makyaj ve modadan başka hiçbirşey bilmeyen kızlar kadar sıkıcıydı.O derece dehşet bi durumdaydım.
Telefonuma bakındım ve oyun oynayarak,twitterda,tumblrda,instagramda takılarak en azından biraz daha iyi vakit geçirmiştim. ''Şuan waffle yiyorum'' tarzı tweet atan kızları dövme isteğimi de bastırarak tabi..
Buluşmamıza az bir zaman kalınca gardrobumun başına geçtim.Ağzına kadar dolu olsa da bana hep boşmuş gibi gelen ve giyinecek birşey bulamadığım bu dolabın başında bu sefer fazla vakit geçiremezdim.O yüzden hızlıca karar aldım ve dar paça bir kot ve üstüne salaş yarasa kol,I LOVE BOYS baskılı bir bluz tercih ettim.Takı olarak uzunca 2-3 kolye ve sade bir yüzük takıştırdım.Ayakkabıda ise tercihim bordo converse'ten yana oldu.Aynada kendime baktım biraz...Sarı uzun saçlarım omzumdan dalgalar halinde ahenkle dökülüyordu.Galiba kendimde tek sevdiğim şey saçlarımdı çünkü övülecek tek güzel şey oydu.Ne de olsa kalın çerçeveli gözlük takan ve diş tellerine maruz kalan 19 yaşında bir kızdım.
Saate baktığımda artık çıkmam gerektiğini anladım.
Zaten 15 dakika sonra varmıştım.
Dışarıdan oldukça heybetli görünen kafenin teras katına-herzamanki masamıza-bakınca Zeynep’i gördüm.Adımlarımı sıklaştırdım.
Uzaktan beni gören Zeynep’e el salladım ve masaya varınca karşısına oturdum,ardından Çiğdem de 5 dakika gecikmeli de olsa geldi.Zaten erken geldiği de pek görülmemiştir.
Heyecanlı heyecanlı : ''Çok merak ettim .Ne söyleyeceksin?'' dedim Zeynep’e
Çiğdem de, ‘’Evet Zeynep Haydi.’’ diye diretti.
Zeynep, ‘’Bilin bakalım nereye gidiyoruz?Hayır demeyeceğinizi biliyorum.’’ Diyince gözlerimi kıstım .
Nereye ? diye direttik Çiğdemle.
Zeynep, ''Yaz kampına !'' diyiverdi.
Zeynep devam ederek, Ve..Biz Cenk’le nişanlandık....
Bunu söylerken yüz ifademizi merak ediyordu ve tepkimizi bekliyordu soran gözlerle...
Bense yalnızca şaşırmıştım.Ya da donup kalmıştım.
Ertesi gün evde yalnız kalıp bu yaz kampı meselesini düşünmeye başladım.Aslında yaz ayları benim için biraz sıkıcı geçiyordu.Oysa ki deniz,kum,güneş…Evet gayet de güzel olurdu.Onların da sorun çıkarmayacağını düşünüyordum..Çiğdem’i de Zeynep’i de tanıyorlardı ve bu kamplara giden birçok eşimiz dostumuz vardı.
Ahşap merdivenleri hızla çıkıp odama vardım.Şifonyerin yanındaki askıda çantam vardı.Beyaz çantanın ön gözünde de cep telefonum..Ah,ne de severdim kendilerini.
‘’Alo anne?’’ Sesimi azıcık endişeliymiş gibi çıkardım haliyle.
‘’Ne oldu Gamze ? Toplantım başlayacak birazdan.’’ Aceleci tavrı sinirime dokunurdu hep.
‘’Biz Zeynep ve Çiğdem’le yaz kampına gitmek istiyoruz da…’’ Utanıp sıkılmıştım tabii…
‘’Neredeymiş bakalım kamp?’’
‘’Uzak değil anne,Marmaris işte.’’ Niye böyle uzadı ki bu konuşma diye geçirdim içimden.Genelde kısa kesilirdi de.
‘’Git bakalım.Yazın evde oturacağına…’’ diyiverdi.Hayır,her şeyi de yüzüme vurmasalar şaşarım.
‘’Sahi mi?’’ dedim galiba şansımı zorlayıp vazgeçirme niyetinde felandım.Ne yapıyordum ben böyle şaşkoloz gibi.Kabul etti ya ,yetti işte.
‘’Evet …Daha ne bekliyordun,kızım.’’ Bu kadın iç sesimi okuyor felan olmalı.
‘’Tamam canım annem’’ dedim.Gerçekten de annem benim bitanem .
Telefonu kapadığımda inanılmaz bir sevinç kaplamıştı içimi.Marmaris’te mükemmel bir yaz geçirecektik.Evde oturup yalnızca kilo alan ve bilgisayarla ciddi düşünen bana elveda demeliyiz.İçimden sevinç çığlıkları atarak (o nasıl oluyorsa artık) mutfağa indim.
1 HAFTA SONRA…..
Biletler, elimde görünce tekrardan bir tuhaf oldum.Yıllardır böyle bir seyahate çıkmamıştım.Tuhaf bir olsa da,kilo verecektim var mıydı bundan iyisi? Galiba Şam’da kayısı..
Akşam olunca bavul sayım arttı haliyle.2 aylık bir tatildi bu neticede.Hergün olmasa da çoğu kez farklı bir şey giyeceğimi varsayarsak evet,bavul sayım gayet normaldi.Ne de bana çekmişler ama (!) .Laf aramızda beni anormal diye çağıranlar var…Hiç de bir kere.Ben anormal değil,çağımızın normallerinden olmama yanlısıydım.Öyle özentiliğe,çağın gerektirdiği şeyleri yapmaya gelemem ben.Neysem oyum.
Aşağı inince Murat’ı orada buldum.Kendileri benim 1. sınıftan beri yakın arkadaşımdır.Çok sıkıyız elbette.Ama gayet de iyi,düzgün biridir.Can ciğer kuzu sarmam.
‘’Gamze .Yine neyin peşindesin sen! ‘’ diye çıkıştı.Anlayamadım.
‘’Hop dedik ! Sen ne diyorsun oğlum,yine ne yapmışım bakalım benim haberim dahi yokken ? ‘’
‘’Tatile çıkıp da bana haber vermemene ne diyelim?
‘’Sorumsuzluk demek istiyorsan de alınmayacağım çünkü.’’
‘’Nasıl bu kadar rahatsın sen ? Ciddiyim ben Gamze.Hiç haber vermeyi aklından geçirmedin mi ? ‘’
‘’Herşey çok ani oldu.’’ Diyebildim o an..Halbuki o kimdi de bana hesap soruyordu ki !
‘’Araman bir dakikanı alırdı’’
‘’Pekala.Şimdi duydun oldu mu ?
‘’Zaten benim her hareketim agresiflik,seninkiler iyi hoş…Çok sorumsuzsun ‘’ Sesimiz inanılmaz yükselmişti o anlarda ikimizin de.
‘’Kusura bakma sana karşı bir sorumluluğum olmadığından sorumsuz felan değilim anlıyor musun?’’

Sustu ve çekip gitti.Murat benim yakın arkadaşımdı ama üstüme bu kadar düşmesi beni de yıpratıyordu onu da…Hem trip mi çekeceği ben.Aman aman,benden uzak Allah’a yakın olsun trip atacaksa.
Uçaktaydık..Uçak kalkalı yarım saat olmuştu.Çiğdem ile Oğuz ; Zeynep ile de Cenk gelmişti.Bense yine sayın sap idim..Ah ne mutlu ne mutlu (!) Sonra da soruyorsunuz sen niye böylesin….Yalnızlık başıma vurmuş bence benim..Ölüp giderim de sebebim yalnızlık olur.Zaten şu tipim…….Neyse ya bak yine düştü moralim..Vurdum kendimi çikolataya cipse.Ne de iyi ettim.Kötü gün dostu dediğin böyle olur olacaksa..Çikolata gibi cips gibi olur,iyi hissettirir.Olmayacaksa almayayım.
Turkuaz kulaklığımı takıp en sevdiğim şarkıyı açtım.Başka diyarlara gidip geldim de haberi mi olmadı bilemedim.Kulaklığımda ayrı bir dünya olmalı.Herkesten iyi hissettiren…
Akdeniz turu için heyecanlıydım..Bekle beni MARMARİS !
İçimdense halen şunları mırıldanıyordum :
‘’Bu halde bana bikini de yakışmazsa camdan atlarım’’
BÖLÜM SONU


TUĞBA GEZİCİ.

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Beklenmedik Anda Sevdim...

Sahi ? Çok mu sevdin onu sen ? Çok mu,gereğinden fazla mı,ondan daha mı fazla yoksa ? Ne kadar,nasıl ya da neden sevdin ki onu ? Biliyorum aslında cevabını...Tek doğruyu.. : '' Çok ya da az farketmez..Onu benden çok sevmiştin '' Tek gerçek ve acı olan gerçek buydu keza...

Yıkılmamak isterken sen geldin hayatıma bir anda.Zaten tamamiyle bittiğimi düşünürken nasıl kenetledi gözlerin gözlerime ? Nasıl sevdim anlayamıyorum..Daha fazla acı çekemeyeceğimi düşünürken,seni hiç düşünmemiştim...Hesaba katamamıştım seni böyle seveceğimi ve hayatımı darmadağın edeceğimi.


18 Mart 2013 Pazartesi

Ben Böyleyim !

Ben böyleyim !
Kiloluyum belki
Belki çok sıska...
Tembelim belki.
Ya da hayattan kopacak kadar çalışkan.
Çok konuşurum,
Susmak bilmem bazen.
Bazense konuşamam
Belki de utandığımdan değil
Nefretle baktığımdan.....

Ben böyleyim !
Kabul edilmese de
Hor görülseler de,
Hayallerimle buradayım.
Dimdik ayaktayım.
Kusur mu arıyorsun ?
Evet,bolca var.
Ama ben onlarla mutluyum.
Bunu bilmiyorsun.

Ben böyleyim !
Senin tam zıttın.
Siyah ve beyazız seninle.
Güldün geçtin her seferinde.
Kalbim kırıldı.
Ayakta kalabildim.
Çünkü ben böyleyim:
Herşeyiyle  mutlu
En önemlisi umutluyum.
İnsan gibi insanım.
Hayattan zevk alarak yaşıyorum
Yaşayacağım.

Şimdi....Bir zahmet artık çeneni kapa..Güzel değilsem de yüzüme vurma.İyi değilsem,kötüleştirme.Herşeyimle kabullen de demiyorum,sadece kalbi kırma,hayalleri yıkma..Beni insanlardan soğutma,diğer insanlardan biri...Bunu yapma..Çünkü ben böyleyim..!Göründüğüm gibi.

8 Mart 2013 Cuma

Sevgisini İstediğin...


" Sadece mutlu olmayı istediğimde,bana gökyüzünü gösterdi,mutluluğun sahisi. "

Hayatta mutlu olunacak çok şey var dostlarım..Çok şey var tebessüme değmeyen,çok şey var avucunun içinde bir mavi olabilen,çok şey var deniz gibi sonsuz.

Ama ellerimiz küçüktü değil mi ? Sığdıramayacağız diye korktuk belli.Hayır ,zaten eline değil yüreğine koy kendini,sevdiğin herşeyi ve herkesi....Sakla onları ve kimse dokunamasın onlara..

Bazen o sana uzaklaşır..O dediğimizse mutluluk elbet.Belki mutluluk kaynağımız demek daha doğru,evet.Mutluluk kaynağımızda karar kıldık pekala.....O bize uzak mı ? Hala çok mu ötede ? benim için öyle.

Öyle insanları ve öyle şeyleri sevip,yüreğime sığdıramıyorum ki,onları bir anda herşeyim ve herkesim yerine koyabiliyorum,insanlık halidir diyerek...Ama baktığımda onun beni öyle sevmediğini,öyle umursamadığını ve öylece bırakıp gidebileceğini görüyorum,anlıyorum.Acıyor belki de yüreğim çünkü emekti bu..Ve sevgi emek isterdi.Karşılıksız olmasıysa emeklerin çiğnenip fırlatıldığı andı bana kalırsa.

İşte öyle ki,belki büyük aşkımı,belki de büyük arkadasımı ,büyük sevgiyle beslerken,ben çok yıpranmışım.Şimdi biri gelmeli ve beni onarmalı,beni sevmeli,beni benim onu ve kalbimdekileri sevip koruduğum gibi,sevmeli,korumalı keza....Çünkü bildiğim birşey var:Hepimiz değerliyiz.Hepimiz iyiyiz ve kalbimiz hepimizin yıpranır..Onu onaracak olanı aramaksa yanlıştır,çoğu kez.Evet insanlar onarabilirler ama Allah bir ayette bize şöyle seslenmiş :

"Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O’na (olan)dır. Onların Allah’tan başka çağırdıkları ise, onlara hiçbir şeyle cevap veremezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. İnkâr edenlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir." (Rad Suresi, 14) 

Burada demek istediğimse şuydu : Her ne kadar insanların size değer vermesini ve yardımınıza koşmalarını isteseniz de,Allah en büyük yar ve yardımcınızdır..Yalnızca ona yaklaşmayı dileyin yalnızca onun sizi daha çok,daha çok ve daha çok sevmesini isteyin.Sevdiğiniz insana verdiğiniz değer değil onun milyonlarca katına layık çünkü yüce rabbimiz.

19 Şubat 2013 Salı

Son iki hafta içinde okuduklarımmm :))

Son iki hafta içinde yalnızca yoğun tempo sebebiyle 3 kitap okuyabildim ama ne yapalım o da iyidir :)

 BİRİNCİSİ KALBİM SENDE KALDI :) AÇIKÇASI BU KİTABA BAYILDIM..TEK KELİMEYLE SÜPERDİ.AŞK ROMANLARININ MONOTON AKSİYONLARINDAN UZAKLAŞMIŞ VE HARİKA KARAKTER ANALİZİYLE BİR GÜNDE BİTİRDİĞİM KALIN KİTABIM..AÇIKÇASI ÇOK BELLEDİM BU KİTABI HER ÖNÜME GELENE ÖNERİYORUM UZUN SÜREDİR.AMA OKUYUNCA ETKİSİNDEN ÇIKAMAYACAKSINIZ BENCE :)
 İKİNCİSİ KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKANI..BEN BU KİTABI ALMAKTA BAYAĞI GEÇ KALMIŞ OLABİLİRİM ÇÜNKÜ BU KİTABIN 3. MÜ 4. SÜ MÜ NE ÇIKTI BİLE YANİ BEN DAHA İLKİNİ ALIYORUM YAZIKLAR OLSUN BANA :( NEYSE GELELİM KONUYA..BİR DÜKKAN ETRAFINDA BİRLEŞEN 4 KADININ HAYATI...AÇIKÇASI YAZAR BURADA HARİKA BAĞLAMIŞ 4 KADINI DA VE KARAKTER ANALİZLERİ YİNE İYİYDİ..ÇOK HOŞTU.
3. KİTAP......NEGATİF LİMANLARDAN POZİTİF SULARA.ŞİMDİDEN SÖYLEYEYİM.BEN SINAVA HAZIRLANIYORUM AMA MORALİMİ ÇOK YERİNE GETİRDİ.BENİ ÇOK DEĞİŞTİRDİ VE HAYATIMA ANLAM KATTI SANKİ.POZİTİF BAKMAYALI UZUN SÜRE OLMUŞTU Kİ KENDİ KENDİME LAKABIMIN BOŞUNA POLYANNA OLMADIĞINI HATIRLATARAK ESKİ HALİME DÖNDÜM SANKİ..YİNE ZOR ZAMANLAR ATLATTIĞIMIN FARKINDAYIM AMA BU KİTAP ÇOK İYİ GELDİ,İLAÇ MİSALİ :)

16 Şubat 2013 Cumartesi

Ben Senin Herşeyinle Mutluyum..

Sadece birkez görmek isterken ben seni,sen ona hayatını adıyordun...İnsafsızlık gibi geldi başta bana,çünkü kalbim dayanmıyordu onu böyle sevebilmene,onun sana sahip olabilmesine ve senin hiç istemeyeceğim kadar benim olmamana...
İstediğim seninle uyanmak,gözlerine bakabilmek felan mı sanıyorlardı ??? Hayır,hayır....İstediğim bu bile değil ki.Küçücük bir hayal,artık kocaman gelen...Küçücük bir istek,artık imkansızlık sınırlarını zorlamış olan...

Yanımda olman da değil hayalimdeki...Artık hayal kuramıyordum nedense.Bilinçaltıma pekala işlemiş imkansızlığın,dayanamıyorum belli...

Yalnızca...Yalnızca seni bir kez göreyim istiyorum.Bir kez canlı canlı göreyim...Sadece bu işte....Aynı şehirde milyonlarca insan vardı ..Sokakta birsürü insanla karşılaşıyordum,içlerinden biri sen olsaydın ya...Çıkıp gelseydin ya buralara.

Saçma değil mi ? Hiç görmediğim,hiç konuşmadığım birine aşığım işte.Hayatımı benim varlığımdan habersiz bir insana adamışım,çok büyük fedakarlık...Sen.Göremesem de hissediyorum seni kalbimin biryerlerinde.Anlıyorum ya,seviyorum seni ,hem de çok...

Gökyüzü kadar değil,hiçbiryere sığmayack kadar seviyorum seni...Hayalim kadar seviyorum olmadı...Kalbim kadar....

Sense gözlerim yaşlarla dolu dolu baktığım o resimlerinizde pek mutlu görünmüyor musun ? Mutlusun ne güzel.Sizin mutluluğunuz karşısında hüzün tablom içler acısı duruyordu..Kenarda köşede tozlanmış benim hüznümün tablosu..Sizin mutluluğunuzsa hala canlı..Ne büyük tezatlık .


Göremesem de kalbim yalnızca sana aşık...Duyamasam da kulaklarım yalnızca senin seninle dolar gibi,aşık olmasan da sen bana,hayalimde pek bir sevgili gibiyiz...Olsun,sen mutlusun ya ben ağlarım ona da katlanır,kenarda köşede kalırım..Buna da razıyım.Sadece diyorum ki...Birkez gözlerim seninle canlanabilse..




5 Şubat 2013 Salı

BUGÜN..5 ŞUBAT....

Bugün 5 şubat...28 yıl önce bugün...Takvim yaprakları 5 Şubat'ı gösteriyordu.Portekiz'in küçük evlerinden birinde bir bebek sesi duyuluyordu...O gün umutların doğuşu,hayallerinin varoluşu,hayata karşı hep direnen,hep güçlü olan ve hep yüreği kocaman olan Cristiano Ronaldo Dos Santos Aveiro'nun doğum günüydü.

Zor bir hayat bekliyordu onu,çok çekişmeli,çok imkansız ve çok baştan yenilmiş gibi duran bir yön izleyemezdi Cristiano.O hep,istedi,azmetti,çok inandı ve imkansız denilenleri başarmıştı.


İlk topla buluşması ablası sayesinde olmuştu.Yokuştan inip çıkmak tüm eğlencesiydi yalnızca 2 yaşındayken ve bu çok tehlikeliydi...Ablası ona yeni bir eğlence bulmuştu,kim bilir yeni bir umut ışığı yakmıştı o gün,ileride olacakları bilmeden.


Babasının malzemeciliğini yaptığı takım olan Andorinha'da başladı futbola.Bu arada 8 yaşındaydı ve ilk aşkını yaşıyordu.Antrenörünün kızı Claudia'ya aşık olmuştu her ne kadar kız onu reddetse de...

Başarılı bir dönemden sonra  Sporting Lizbon'dan teklif gelmişti..Annesi çok üzülüyordu çünkü ondan uzakta büyük bir şehre gidiyordu Cristiano..Hissediyordu,hayalleri ona çok yakındı.
Sporting Lizbon'dayken onunla KÖYLÜ diye çok dalga geçmişlerdi.Her gece ağlıyordu,kalbi,o küçücük kalbi dayanamıyordu ona hakaret etmelerine,bilmeden yargılamalarına...Orada arkadaşlarından dayak da yemişti.Ertesi gün maça çıkamamıştı,ilk zorluklarla karşılaşıyordu ve anlıyordu ki insnalar ona engel olmaya başlıyorlardı.

Futbol onun hayatıydı.Tam herşey iyi gidiyordu ki...Daha bu genç yaşında büyük bir şoka uğramıştı.Sağlı kontrolü iyi değildi.Doktor onu çağırmıştı,annesi de Madeiradan gelmişti.Büyük bir sorun vardı çünkü..Ağlıyordu doktorun ne söyleyeceğini merak ediyordu...O an yıkılmıştı : KALP ÇARPINTISI VARDI VE NEFES ALMAKTA ÇOK ZORLANIYORDU......Bu onun futboluna büyük bir engeldi..Ama ameliyatla lazer yöntemiyle bölge yakıldı ve Cristiano umutlarıyla yeniden sahalara döndü.


3-1 kazandıkları maçı izleyen Alex Ferguson onu çok beğenmişti.Evet,Cristiano kendini bell ietmeye başlamıştı.


2002-2003 sezonu...Premier Lig çok genç birini izliyordu.Yetenekleriyle akılları zorluyordu adeta.Manchester United'a yeni bir efsane doğmuştu.

Forma seçimleri için şunu söylüyor : Manchester United'a geldiğimde teknik direktör hangi numaralı formayı giymemi istediğimi sordu. 28 numara dedim. Ama Ferguson 'Hayır, 7 numarayı giyeceksin,' ve bu ünlü forma ekstra bir motivasyon kaynağı. Böyle bir şerefe erişmeye mecbur bırakıldım.

Ardından hep hayallerini süsleyen Real Madrid yolu gözüküyordu Ronaldo'ya....O bir dünya deviydi artık.


Herkes onu ftuboluyla çok sevdi.Kimisi ona kibirli de dedi.O bunlara aldırış etmiyordu çünkü inanıyordu,hayallerinin peşinden gidiyordu ve başarılara ulaşıyordu.İnsanlar ona her ne kadar kendini beğenmiş dese de biz de onu biliyoruz ki o kocaman kalpli biri.O kadar büyük ki şefkati,o kadar ruhani yönden hassas biri ki,çoğunun özellikle biz hayranlarını gözünde yardımseverliğiyle de taht kurdu.


İNSANLAR ÇOK AMA BOŞ KONUŞUR diyordu bir röportajda,işte tam da demek istediğim türden cümle buydu.Onu tanıyamamışlardı ve asla tanıyamayacaklardı.


BİR ANISINDAN ....

Küçükken okulda ceza almıştım ve çöpleri topluyordum.Çöp arabamın adını FERRARİ koyup onunla koştuğumda herkes bana gülüp 'Baksanıza Ferrarisine diye dalga geçiyorlardı.Bense onlara dönüp; 'Siz dalga geçmeye devam edin ,ileride gerçekten bir ferrarim olacak demiştim..

İyiki doğdun Cristiano ! İyiki varsın ve İyiki böyle karakterlisin !


İyiki,Hayallerinin peşinden koşmuşsun...Sen imkansızlıkları yıkan büyük birisin ve hep kalbimizdesin..


SENİN DOĞUM GÜNÜNÜ UZUN YILLAR KUTLAMAK DİLEĞİMLE..


T.G 

Translate